COVID-19, sağlık sistemlerinin krize cevap vermek üzere hızlı bir şekilde adapte olmasını sağladı. En büyük atılımlardan biri ise, tele-sağlık sisteminin ön plana çıkarak uzmanların hastaların verilerine ulaşabilmesine ve konumlarından bağımsız olarak birbirleriyle bağlantı kurabilmesine imkan verdi. Tele-sağlık, sağlık profesyonelleri ve hastalar için daha pratik bir deneyim sunarak sağlık sistemine ulaşmakta zorluk çeken hastaların da erişimini sağlıyor.
Sağlığın geleceğini şekillendiren ve uygulanmakta olan örnek on tele-sağlık çözümleri.
1. Hastaların sağlık bakım merkezlerine gitmeden uzaktan taramalarını yapmak ve hastalarla iletişim içinde olmak Pandemi esnasında birçok tele-sağlık örneği arasından ön plana çıkan çevrim içi hasta tarama ve hastalarla uzaktan iletişim içerisinde olmak.
Hastaneler ve evde bakım hizmeti sunan kuruluşlar COVID-19 başlangıcıdan beri koronavirüs şüphesi taşıyan hastalara triyaj yapmak ve bu hastaları izlemek için çevrim içi anketleri kullanıyor, çağrı merkezleri yüksek risk altındaki hastalarla irtibata geçerek bu hastaları uygun sağlık bakım merkezine yönlendirmeden önce ek bilgiler veriyor. Pandemi hafiflerken çevrim içi tarama ve iletişim araçları – daha kolay kullanılarak, hastayla daha iyi bir iş birliği yapılarak ve hastanede yatış sürelerini azaltma potansiyeli ile – daha geniş bir ölçekte benimsenmeye devam edecek.
2. Sağlık bakım merkezlerinde hastaları “sanal bekleme odasında” karşılamak Pandemi esnasında radyoloji merkezleri hastalara gelecekteki muayenelerini hatırlatmak için kişiye özel mesajlar iletti ve güvenlik protokolleri ile diğer eğitim içeriklerinin linklerini paylaşarak rahat hissetmelerini sağladı. Ayrıca kayıt işlemlerini de sanal hale getirerek hastaların hastaneye geldiklerinde tek bir mesaj ile kayıt yapmalarına olanak sağladı. Sağlık personeli elektronik sağlık kayıt sistemi üzerinden otomatik bir bildirim alıyor ve hastayı görmek için hazır olduğunda mesajı yanıtlayabiliyor.
Hastaların randevuları başlamadan önce acele etmeden dolaşmasını veya arabalarında rahatça beklemesini sağlayan ‘sanal bekleme odası’, sağlık hizmetinin yeni normu haline gelebilir.
3. Uzaktan tıbbi görüntü akuzisyonunu desteklemek Hastalarla sağlık uzmanlarını birbirine bağlayan tele-sağlık araçlarında olduğu gibi uzmanlar arası tele-sağlıkta da sağlık uzmanlarına uzaktan bile iş birliği yapabildikleri yeni ve yenilikçi yöntemler sunuldu.
Radyoloji Operasyon Komuta Merkezi görüntüleme teknolojisi uzmanlarının uydu konumlarda bulunan, daha az deneyimli veya yeterince uzmanlaşmamış iş arkadaşlarını eğitmesine, yönlendirmesine ve desteklemesine olanak sağlıyor. Bu konseptin gücü, hasta tarayıcı masasındayken gerçek zamanlı işbirliğine ve omuz üstünden desteğe olanak sağlamasından geliyor. Tüm tesislerde tutarlı bir görüntü kalitesi sağlayan bu konsept, tarama işlemlerini gereksiz yere tekrarlama ihtiyacının minimuma indirilmesine de yardımcı oluyor. Bu model, hastaya daha yakın yerlerde daha esnek saatlerde daha fazla lokasyonda MR ve CT gibi gelişmiş görüntülemelere erişimi de genişleterek daha fazla kolaylık ve daha yüksek bir zamanında teşhis ve tedavi olanağı sunabilir.
4. Uzaktan canlı iş birliği ile ultrason uzmanlığını hasta başına getirmek Tele-ultrason, tele-sağlığın bir sağlık ağında - özellikle sınırla sayıda uzman personelin bulunduğu uzak bölgelerde - uzman bilgisini daha geniş bir ölçekte sunmaya yardımcı olabileceğine dair yeni örneklerden biri.
Ultrason teknolojisini kullanmak giderek daha kolay hale gelse de, özellikle daha karmaşık klinik vakalarda daha fazla manuel işlem becerisi gerektirebiliyor. Ultrason sistemine entegre olan bir canlı iş birliği platformu kullanılarak, şehir hastanesinde çalışan deneyimli bir sonograf, muayene esnasında uzak bir konumdaki bir iş arkadaşını destekleyebiliyor. Uzman bir doktor aynı tele-ultrason platformunu hastaya uzaktan anında erişebilmek ve muayene bulgularını açıklamak için kullanarak hastayı sonuç bekleme stresini yaşamaktan kurtarabilir.
5. Girişimsel doktorların laboratuvardan ayrılmadan öğrenmesini sağlamak Görüntü kılavuzlu minimal invaziv prosedürler gerçekleştiren girişimsel doktorlar, birebir eğitime devam etmelerini sağlayan sanal iş birliği platformlarının kullanımını da keşfetmeye başladı.
Yeni ve yüksek seviyede uzmanlık gerektiren girişimsel prosedürlere ilişkin kapsamlı bilgiler yalnızca küçük bir doktor havuzuyla sınırlı olabilir. Normalde bu uzmanların daha az deneyimli kullanıcılara iş başında eğitim sunmak için bir girişim odasında fiziksel olarak bulunması gerekirdi. Şimdi sanal iş birliği ile girişimsel odasının tavanına monte edilen web kameraları sayesinde meslektaşlarının omzunun üzerinden bakabiliyorlar. Benzer şekilde, belirli bir tedavi cihazını veya girişim sistemini ayrıntılı bir şekilde bilen teknik uzmanlar prosedürlerden önce, prosedürler esnasında ve prosedürlerden sonra uzaktan destek için çağrılabiliyor.
6. Yoğun bakım ekiplerine uzaktan yardım etmek Uzaktan Yoğun Bakım Üniteleri, tele-sağlık hizmetinin doktorların görüş hattını ülkedeki ve hatta dünyadaki tüm hastanelere kadar nasıl genişletebileceğine dair bir başka harika örnektir.
Bir tür hava trafik kontrol merkezi işlevi gören bir merkezi izleme tesisinde bulunan yoğun bakım uzmanlarından oluşan bir ekibin yönettiği uzaktan yoğun bakım üniteleri hastaların uzaktan izlenmesine ve en uygun bakım ortamına alınmasına olanak sağlıyor. Hastanın başındaki iş arkadaşlarına yardımcı olmak üzere yönetim merkezinde bulunan yoğun bakım uzmanları ve hemşireler, bulundukları yer neresi olursa olsun yüksek çözünürlüklü kameralar, telemetri ve gelişmiş veri görselleştirme ile desteklenir. Analiz sağlık ekiplerini hastanın sağlık durumunun kötüleştiğine dair ilk bulgulara ilişkin uyararak ihtiyaç durumunda hızlı bir şekilde müdahale etmelerine yardımcı oluyor. Yoğun Bakım Üniteleri pandemi esnasında aşırı bir yoğunlukla karşı karşıya kaldığından uzaktan yoğun bakım üniteleri akut bakım hizmeti desteği sağlamak konusunda önemli bir rol oynadı. Uzaktan yoğun bakım üniteleri henüz pandemi başlamadan önce yoğun bakım uzmanı eksikliklerinin belirlenmesinde ne kadar önemli olduğunu göstermişti. Örneğin Avustralya’daki kritik bakım ekipleri geleneksel gece vardiyası çalışma yükünü azaltmak üzere kıtalar arası bir uzaktan yoğun bakım ünitesi iş birliği ile ABD’de bulunan bir hastanedeki hastaları izleyebiliyor.
7. Giyilebilir biyosensörler ile hastaları izlemek Uzaktan hasta izleme hangi noktaya varacak? Cevabın büyük bir kısmının giyilebilir biyosensörlerin olduğunu söylemek mümkün. Tedbirli biçimde göğüse takılan bu sensörler solunum verileri ve kalp atım hızı gibi yaşamsal bulgular ile birlikte duruş ve aktivite seviyesi gibi diğer hasta verilerini ölçebilir ve ölçülen bu verileri iletebilir.
COVID-19 sırasında ve salgının başlangıcında yaşanan kişisel koruyucu donanım eksikliklerinden sonra hastaneler, personelin COVID-19 gözetim bölgelerinde hastaları gereksiz risklere maruz kalmadan yakından izleyebilmesi için giyilebilir sensörlerden önemli ölçüde faydalandı. Ancak bu sensörlerin potansiyel uygulamaları bununla sınırlı değil - bu sensörler hastanelerde görme keskinliği düşük olan ortamlardan insanların evine kadar birçok alanda kullanılıyor. Örneğin giyilebilir biyosensörler uzun vadede kronik hastalıkların uzaktan izlenmesini destekleyebilir. Bu sensörlerin faydalarından bazıları hasta konforunu artırması, bakım maliyetini azaltması ve kaçınılabilir hastaneye yeniden yatışları önlemek için hastanın sağlığının kötüye gitmesinin önüne geçmesidir.
8. Uzaktan izleme ile bebek bekleyen hamile anneleri rahatlatmak Yeni izleme teknolojilerinden faydalanmaya başlayan büyük gruplardan biri de, özellikle komplikasyon riski taşıyan hamile kadınlardır. COVID-19 enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkisinden endişelenen kadın sayısının artmasıyla[1] pandemi uzaktan doğum öncesi bakımın değerinin altını çizmiştir.
Sağlık uzmanları gereksiz fiziksel etkileşim miktarını azaltmak için kadınların karın bölgesine yerleştirilen kablosuz bir ped ve yeniden kullanılabilir elektrot bantları kullanarak hem annenin hem de bebeğin yaşamsal bulgularını uzaktan izleyebiliyor.
9. Sanal diş hekimi ziyaretleriyle ağız sağlığını teşvik etmek Tele-diş hekimliğinden bahsetmeden olmaz. Çünkü tele-diş hekimliği hastaların evlerinden çıkmasına veya randevu almasına gerek kalmadan bir mobil uygulama üzerinden lisanslı diş hekimlerine danışmasını sağlayan, modern sağlık tüketicisinin tam olarak istediği türden bir rahatlık ve erişim olanağı sunuyor. Hastalar dişlerinin yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını paylaşarak ve endişelerini belirterek ağız sağlıklarının sürekli olarak iyileştirilmesi için kişiselleştirilmiş bir değerlendirme ve pratik bir tavsiye alabiliyor.
Pandemiden sonra birçoğu sanal danışmanlık hizmeti vermeye başlayan diş hekimleri için tele-dişçilik, hastalarla iletişimde kalmak için bir yöntem sağlıyor ve diş hekimlerinin diş eti çekilmesi gibi ağız sağlığı sorunlarının ilerleyişini izlemesine veya tedaviyi uzaktan takip etmesine olanak tanıyor.
10. Tele-sağlık hizmetine kolay erişim sunmak Bu örnekler ve hastanın yaşadığı yerden bağımsız olarak sağlık hizmetine erişimi artıran diğer örneklerin açık ve net biçimde görülen potansiyeline rağmen, pandemi aynı zamanda nüfusun büyük kısmının güvenilir bir internet bağlantısı olmaması nedeniyle arkada kalabileceğine dair endişeleri açığa çıkardı[2].
Bu durum, sağlık hizmetlerinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin, telekomünikasyonun daha hızlı bilgi aktarımı sağlamaya ve sağlık uzmanları ile hastalar arasındaki verimli etkileşimi hızlandıracak olan karmaşık verileri dijitalleştirmeye ilişkin önemini öne çıkardı.